Ana içeriğe atla

Çevreyle uyumlu estetik yapılar(Hundertwasser) ve Eğlenceli Lunapark Viyana-2

Opera'dan çıktıktan sonra rasgele yürümeye başlıyoruz. Viyana'da her yerde bir müze,saray,anıt vb. görebilirsiniz. Önümüze yine Viyana'nın en önemli saraylarından birisi,Hofburg İmparatorluk Sarayı geliyor. Habsburg Hanedanlığı'nın gücü arttığında genişletildiğinden bu sarayda hemen hemen her tarzı bulabiliriz,gotik tarzdan art nouveya kadar.Günümüzde bu muazzam kompleks Viyana Ulusal Kütüphanesi,İmparatorluk Hazinesi, Müzik aletleri koleksiyonu ve silah koleksiyonundan oluşuyor.Hemen yanında İspanya Binicilik Okulu, Etnografya müzesi de bulunmaktadır. Önünde büyük bir yeşillik alan(Heldenplatz) bulunan bu saray hakkında bilgi edinirken biraz dinleniyoruz.
 
Hofburg Sarayı'ndan görüntüler


Burada biraz dinlendikten sonra yeniden dolaşıyoruz. Bu kez sırada Viyana'nın ünlü renkli ressam ve mimarı Hundertwasser yapıları var. Hundertwasser ,düzensiz formları kullanıyor ve manzaranın doğal özelliklerini içeriyor. Hundertwasser Evi'ndeki katlar dalgalı,  toprak ve çim ile kaplı bir çatı,odaların içinde büyüyen pencereden uzayan uzuvlarıyla geniş ağaçlar bulunuyor.Bu büyük ekspresyonist simge Landstraße'de bulunuyor. Sanatçının Almanya'nın farklı şehirlerinde ve Viyana'da bir çok mimari yapısı hala bulunmakta.
                             

Hundertwasser'ın diğer bir yapısı olan Kunst Haus'a doğru ilerlerliyoruz. Avusturyalı sanatçı Hundertwasser'ın felsefe ve sanatsal prensiplerini temel alarak yapılmıştır. İçeride Hundertwasser'a ait çalışmalar sergilenmekte. İlk katında bir cafe-restaurant bulunmakta. Burada biraz dinlenme molası veriyoruz.



Viyana'daki lunaparka doğru yürüyoruz. Viyana'da şehrin ortasında büyük yeşil parklar(Avrupa'nın her yerinde karşılaşılabileceği gibi) var.

Viyana'nın ve lunaparkın simgesi haline gelen Praterturm 2010'da 117 metre yükseklikte yapılmış.Dünyanın en yüksek uçan salıncağına binmek ilk bakışta biraz  ürkütücü olsa da denemeye karar verdik. Binerken cep telefonu vb. esyalarınızı bırakıp çıkmanız için uyarıyorlar. Asagıdaki görüntüyü fotoğraflamak isteyenlerin parçalanmış telefonlarını görünce zaten bırakıyorsunuz :)

              

Praterden indikten sonra aşağıdan çekilmiş görüntüleri...

Daha sonra Viyana'nın dev tekerleğinden de şehri yüksekten bu kez yavaş olarak izleyebilirsiniz.





Viyana'dan Budapeşte'ye doğru yola çıkıyoruz. Gelecek yazı 4 günlük Budapeşte gezisi...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZELERİ

Öncelikle Osman Hamdi Bey’e yapmış olduğu kazı çalımaları ve bu müzeye getirdiği çok önemli eserlerden dolayı teşekkür ederim. Müzenin her parçasını ve bölümünü sindire sindire gezmek için çok daha fazla vakit ayırılmalıdır. Giriş için İş Bankası Maximum kredi kartımı kullanarak ücretsiz gezdim. Eski yazılara bakarken, lahitleri ve bir çok tarihi yapıyı gezerken tarihi yaşar gibi oldum. İsminin çoğul olarak kullanılmasının nedeni, idaresi altında Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak üzere üç ayrı müzeyi bulundurmasıdır. ESKİ ŞARK ESERLERİ MÜZESİ Sümerlerden kalan bir evlilik cüzdanı, nişanı bozan bir erkek hakkında alınmış bir mahkeme kararı, bir cinayetle ilgili mahkeme kararı, hatta sümer döneminden iş mektupları… Atasözleri kitabı, Hammurabi yasası Eski şark eserleri müzesi, 1883 yılında osman hamdi bey tarafından güzel sanatlar okulu (eski adı sanayi-i nefise mektebi) olarak yaptırılmış, 1917-1919 ve 1932-1935 yıllarında müz

Topkapı Sarayı

Bugün Türkiyeden bir yazı koymak istiyorum. 3 kez ziyaret ettiğim Topkapı Sarayını yazmak istedim bloguma.  Fatih Sultan Mehmed’in 1453 yılında İstanbul’u fethetmesinden sonra 1460 yıllarında yapımına başlanan ve 1478 yılında tamamlanan Saray; Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve Haliç arasındaki tarihi İstanbul yarımadasının ucundaki Sarayburnu’nda bulunan Doğu Roma akropolü üzerindeki 700.000 metrekarelik bir alan üzerine kurulmuştur. Fatih Sultan Mehmed’den itibaren otuzbirinci padişah Sultan Abdülmecid’e kadar yaklaşık dört yüz yıl süreyle imparatorluğun idare, eğitim ve sanat merkezi olarak kullanılmıştır. 19.yüzyılın ortalarında hanedanın Dolmabahçe Sarayı’na taşınması ile terkedilmiş olmasına rağmen önemini her zaman korumuştur. Saraya ilk giriş Saltanat Kapısındandır(Bab-ı Humayun). I.Avlu olan bu meydanda Aya İrini kilisesi vardır . Birçok sanat etkinliğine ev sahipliği yapan kilisenin en belirgin özelliği camiye çevrilmemesi ve günümüze kadar değişiklik olmadan gelen Biz